Yeni sezonda Türkiye'de Moda
Moda la Turca'da!

Blogspot iki saniye içinde yönlendirilecektir. Moda la Turca'ya geçemiyorsanız burayı tıklayın:
http://modalaturca.wordpress.com
ve favorilerinizi güncellemeyi unutmayın!.

Türkiye'de Moda:

Kimlik, Kültür ve Sınıfsal Temsiller

  • Neden bu blog?

    İsmiyle oldukça kapsamlı bir içerik vaadeden bu blog, aslında daha çok Türkiye'deki modaya (özellikle "haute couture", türkçesi "yüksek terzilik" olan ve Simmel'e göre önce elitlere ve bir süre sonra toplumun bütününe hitap eden olguya) dair bugüne dek yapılmış kaynakların bir derlemesini yapmak üzere düşünüldü. Sosyoloji okumaya ilk başladığım yıllardan beri, modayla pek alakam olmasa da ("fashionably sensitive but too cool to care" sloganını benimsemişimdir hep") gerçekleştirmek istediğim bir projenin altyapısı olma amacı taşıyor; Fransa'da bile henüz kolay kabul edilmeyen "moda sosyolojisi" kavramını bir nebze olsun Türkiye'ye aşılamayı hedefliyor. Ve bu arada, belki Türkiye'deki modayla ilgilenen kişiler için de kaynaklara kolay ulaşmak için bir araç olur. Günün birinde iyi bir analiz yapmam dileğiyle... Olur da ulaşmak isterseniz: damla.bayraktar@gmail.com

TÜRK KADIN BAŞLIKLARI

Posted by little drop of poison On

"Orta Asya ve Anadolu tarihi boyunca Türk kadınları çok çeşitli form ve ölçülerde başlıklar kullanmışlardır. Bazen sade bazen de ihtişamlı olan bu başlıklar, sosyo- ekonomik ve kültürel düzeyde farklılıklar göstermiş ama kadınlar hangi sınıfa mensup olurlarsa olsunlar giysilerini tamamlayan bu aksesuardan vazgeçememişlerdir. Yüksek sınıfa mensup kadınlar başlıklarını sorguç, enselik, baş iğnesi ve çeşitli mücevherlerle süslerken sıradan kadınlar bunu boncuk, kuş tüyü, renkli mendil veya tülbentlerle yapmışlardır. Türkler, İslamiyet ten sonrada Orta Asya giyim kuşam tarzlarını, özellikle uzun ve örgülü saç geleneğini devam ettirmişlerdir. Uzun saç modası Selçuklularla diğer memleketlere yayılmış, Memluklar da bu modayı benimsemişlerdir.Yüzyıllar boyunca uzun ve örgülü saçları ile görülen Osmanlı kadını, daha sonra yapılan minyatürlerde kakül ve şakaklarındaki saçlarını kısa kesmiş, hafif bukleler oluşturmuş olarak resimlenmiştir.
Le Bruyn sarayda kullanılan bir başlığı şöyle tarif eder: “Özellikle hanımlar, süslenme biçimlerinde kendilerine özgü bir yücelik ve ihtişama sahiptirler. Terpuşları başlarına, çeşitli renklerden olan ve altın gümüş kakmalı çok sayıda mendille tutturulmuştur, bunların arasına herkes olanaklarına göre her cins değerli taş takmaktadır. Bunun dışında süslenmeye çeşitli çiçekler de eklenmektedir. Bu baş örtünme biçimi öyle tasarlanmıştır ki, bunu bozmadan takıp çıkarmak olasıdır. Sır bu başlıkları süslemek amacıyla buket biçiminde altın çiçekler yapılır. Her çiçek buketinin ortasına da değerli taşlar yerleştirilir. Karanfil yada benzeri türden doğal çiçekler takan kadınlara da rastlanır.”
XVII. yüzyılda kadınların ev giysileri geleneksel özelliklerini korumaya devam ederken, Osmanlı imparatorluğunun gücüne koşut olarak, özellikle varlıklı hanımların süslü, gösterişli giysileri yeğledikleri, yerli ve yabancı sanatçıların resimlerinden, ayrıca yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır.VIII. yüzyılın ilk yarısında, özellikle lale devrinde varlıklı hanımlar mesire yerlerinde renkli feraceleri ve yaşmaklarıyla boy gösterirlerdi. Yaşmakların kumaşı şeffaftır ve başı genişleten hotozlar kullanıldığından yaşmaklar gevşek bağlanmaya başlanır ve sırmalarla süslenir.Allom’un yaptığı bir gravürde odalıkların kullandıkları başlıklar Corneille Le Bruyn’un kitabındaki saraylı kadın betimlemelerini andırır. Hotozunun üzerine küçük çiçekler yerleştirmiş ve incilerle süslemiştir. Esasen Türk kadınları tarihin her döneminde birbirinden farklı ihtişamlı ve değişik isimlerle anılan başlıklar kullanmış, saçlarını bu ve benzeri aksesuarlarla süslemişlerdir. Başlıkların hem estetik açıdan kadın güzelliğini tamamlayan bir giyim öğesi hem de bir asalet sembolü olduğu söylenebilir.
Osmanlı devletinde giysiler, toplumdaki yeri simgeleyen en belirgin göstergelerden biri sayılır giysisinin rengi, biçimi ve hatta kumaşının cinsi, giyen kişinin ait olduğu toplum düzeyini yansıtırdı. Ayrıca uyumlu bir mozaik oluşturan toplum içindeki diğer ırk ve dine mensup kişilerin de kendilerine özgü birbirlerinden farklı giysileri vardı.Fatih dönemine kadar Türk kadınları, eski Anadolu ve Orta Asya geleneklerini sürdürmüşlerdir. İstanbul’un alınması, yerleşik düzene geçiş, imparatorluğun sınırlarının genişlemesi ve ekonomik koşullar, kadın-erkek dünyasının ayrılmasına ve kadınların sokak giysilerine kurallar konmasına neden olmuştur."

- TÜRK KADIN BAŞLIKLARI, Nuray Yakaryılmaz, http://kadinbasliklari.blogcu.com/

Categories:

Arayalım