Yeni sezonda Türkiye'de Moda
Moda la Turca'da!

Blogspot iki saniye içinde yönlendirilecektir. Moda la Turca'ya geçemiyorsanız burayı tıklayın:
http://modalaturca.wordpress.com
ve favorilerinizi güncellemeyi unutmayın!.

Türkiye'de Moda:

Kimlik, Kültür ve Sınıfsal Temsiller

  • Neden bu blog?

    İsmiyle oldukça kapsamlı bir içerik vaadeden bu blog, aslında daha çok Türkiye'deki modaya (özellikle "haute couture", türkçesi "yüksek terzilik" olan ve Simmel'e göre önce elitlere ve bir süre sonra toplumun bütününe hitap eden olguya) dair bugüne dek yapılmış kaynakların bir derlemesini yapmak üzere düşünüldü. Sosyoloji okumaya ilk başladığım yıllardan beri, modayla pek alakam olmasa da ("fashionably sensitive but too cool to care" sloganını benimsemişimdir hep") gerçekleştirmek istediğim bir projenin altyapısı olma amacı taşıyor; Fransa'da bile henüz kolay kabul edilmeyen "moda sosyolojisi" kavramını bir nebze olsun Türkiye'ye aşılamayı hedefliyor. Ve bu arada, belki Türkiye'deki modayla ilgilenen kişiler için de kaynaklara kolay ulaşmak için bir araç olur. Günün birinde iyi bir analiz yapmam dileğiyle... Olur da ulaşmak isterseniz: damla.bayraktar@gmail.com

Son birkaç yıldır yurtdışından ihraç edilen en önemli iletişim araçlarından (hatta belki de en önemlisi) biri olan bloglar, Türkiye'de de yavaş yavaş moda pazarlamasını şekillendirmeye başlamış gibi görünüyor. Bugüne kadar topladığım bilgiler üzerinden henüz ülkedeki modaya dair çok net çıkarımlar yapamama rağmen gerek İstanbul moda fuarlarında gerekse medyada moda bloglarına artan ilgi hep ön plana çıkıyordu.
Daha 2006 yılında, yani Türkiye'de blogların 2008-2009'da patlama gösterdiğini düşünürsek bu dönemden 2-3 yıl önce yapılan bir doktora konferansında Atle Hauge "Moda endüstrisinin kapı bekçileri ve bilgi yayılımı" başlığını taşıyan sunumunda moda yaratıcılarının belli kanallar ve "bilgi boru hatları" doğrultusuyla aktarıldığını açıkladı. Hauge'a göre bloglar gün geçtikçe dijital medyayla bilgilendirilen gündelik hayatın bir parçası olmaktaydı ve çabuk yanıt verebilmeleri sayesinde (La Ferla 2005) moda haberleri için uygun görülüyorlardı. Makaleye göre artık o kadar çok moda blogu önem kazanmıştır ki, Jane moda dergisi editörü Brandon Holley "onları göz ardı etmenin erişimsiz görünme riski taşıdığını" söylemişti (La Ferla 2005'ten alıntıyla).
Blogger-moda sektörü ilişkisinin Türkiye'de güçlenmesini son dönemde en güzel ortaya koyan olay şüphesiz Vakko'nun bir markası olan V2K Designers'ın Türk bloggerlarını Nişantaşı'ndaki mağazaya davet etmesi oldu. 17 Nisan 2010 tarihli davetiyelerde Türkiye'nin en cool "blogger"ları ve okuyucularının buluşacağı duyuruldu ve V2K o gün "Bloggers Day" ilan edildi. Buluşmada bloggerlar milkshake içip birbirleriyle ve modacılarla tanışma fırsatı buldu.
Kimlerin ne şekilde çağırıldığını bilmemekle birlikte yaklaşık olarak kimlerin katıldığı blog sitelerinden takip edilebiliyor; zira her katılımcı kısa kısa etkinlik üzerine bilgi verdikten sonra başka bloglara ve V2K'nın blog sitesine yönlendirme yapıyor. Saymak gerekirse katılanlar arasında artık bir kısmı blogdan öteye geçerek kendi siteleriyle tanınan Nil Ertürk, Moda Sanattır, It’s Showtime, Ozan Alçın, Cindrella Under TheUmbrella, Style-Boom, Moda-Tutkusu, Bilun Şen, Koray Caner, Bayan Mor, I-LoveArt, Stilize ve Icon Jane gibi blog yazarları bulunuyor.
Bloggerlarla ilgili inceleme yazımı daha sonra daha fazla bilgi edindikten sonra aktaracağım. Bu yazıyı bitirirken girişte bahsettiğim, bloggerların sosyal ağlarda ve daha önemlisi dijital ve dijital olmayan medyada görünürlüğünün ve tanınırlığının artması durumunun V2K tarafından kabul görmüş olması. Önümüzdeki günler bu durumun yeni bir trend yaratıp yaratmayacağını gösterecek (ki bence mutlaka yaratacak- 2010 sonbahar modasına ben de bunu koyuyorum!)

Arayalım